Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
+2
birbakıpçıkıcam
DeAn
6 posters
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Bunlar daha bir şey değil..
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm11:
Onu nasıl bulacağımı bilmiyordum.Ama sanırım tek çarem de oydu.
“Kaçma!”derken bile bir şeyler bildiğini anlamıştım.Ne kadar korksam da ona ihtiyacım vardı,bunu hissedebiliyordum. Bana sadece o yardım edebilirdi.Geçmişimi bildiğinden emin sayılırdım.
Yola çıktım ve bir taksi çevirdim.Nereye gittiğimi bilmiyordum.Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum.Ve bunların yanında Sam ile Dean’in de nerede olduğunu bilmiyordum. Merak ettim;acaba neyi biliyordum?
Bir parkın önünden geçiyorduk.Aynı palto…
“Duralım.”dedim ve cebimden parayı çıkarıp verdim.Arabadan inince koşarak parkın olduğu tarafa geçtim ve ona doğru ilerledim.
“Castiel?” Ancak adam bana bakmadı.Biraz öne geçtim ve bakınca onun Castiel olmadığını fark ettim.Akşam akşam ne yapacaktım?Üstelik…Bobby’nin evinin nerede olduğunu da tam olarak bilmiyordum.Arabaların arasında… Bıkkın bir biçimde parktaki banklardan birisine oturdum.Karanlığa bakarken ben,yüzüme bir damla düştü.Yağmur mu yağmaya başlamıştı?Umursamadım.Yağmuru severdim.Birkaç damla daha düşünce,gözlerimi açtım.Karanlıkta çok fazla bir şey gözükmüyordu.Ama yukarı baktığımda gördüm.Sokak lambasından aşağı sarkan bir şey vardı;bir insan.Korkuyla ayağa kalktım ve gözlerini gördüm.
“Beth?”dudaklarımdan bu sözcükler dışında bir çığlık çıktı ve Beth’in bedeni yanmaya başladı.Etrafta birilerini aradım ama kimse yoktu.Çığlıklarımla geceyi yararken ne yapacağımı düşünüyordum.O yanarken,annemi kaybetmiş gibi oldum.Beth..
“Beth..Beth…”diye sayıklarken dizlerim yerle buluştu.Yangın yanı başımda devam ediyordu.Neden kimse yoktu?Herkes neredeydi?Yangını kimse görmüyor muydu?
Omzuma dokunan bir el hissettim.Başımı kaldırdığımda Castiel’i gördüm.Beni bu halde görmesini istemezdim normalde ancak geçmişime ait olabileceğini düşündüğüm kişiyi kaybetmiştim.Gözlerim patlayana kadar ağlıyordum,boğazım yırtılırcasına hıçkırıyordum… Ölecekmiş gibi korkmanın yanında da donmak üzereymiş gibi titriyordum.Bu halimi gördüğünde,bir an için gözlerinden şefkat geçti.Ama sonra işaret parmağı ile orta parmağını birleştirdi ve alnıma dokundurdu.Bu hareketinin ardından kendimi evimde buldum. Yatağımdaydım.
“Neler oldu?”diye mırıldandım.Castiel ortalıkta yoktu.Az önce olanlar gerçek miydi?Yoksa her şey ama her şey bir rüya mıydı?Beth gerçekten…ölmüş müydü?Korkan adımlarla banyoma ilerledim.Suyu açıp yüzümü yıkadıktan sonra ellerimi lavabonun kenarlarına dayadım ve aynada kendime baktım.Yüzüm çökmüş,saçlarım ıslanmıştı.Gözlerim ise ağlamaktan şişmişti ve berbat gözükmeme neden oluyorlardı.
“İyi misin?” Sesi duyduğum anda aynada görüntüsü belirdi.Biraz ürkmüştüm.Bu kadar hızlı nasıl hareket ediyordu?
Yanıma geldi ve bana baktı.Başımı çevirip ona bakmadım ilk başta.Ama sonra dayanamadım ve döndüm.
“Nesin sen?Beth’e ne yaptın?!”diye patladım.Sinirlerim aşırı derece altüst olmuştu ve ben…Ne yapacağımı bilmiyordum.En kötüsü de buydu;geleceğimi göremiyordum,ne düşüneceğimi bilmiyordum!
“Melek.”diye yanıtladı beni.Cevabı bana saçma gelmişti.Güldüm.
“Tabii…Ben de bir iblisim zaten.”Ve sinirlice güldüm yeniden.
“Evet,öylesin zaten.”
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm11:
Onu nasıl bulacağımı bilmiyordum.Ama sanırım tek çarem de oydu.
“Kaçma!”derken bile bir şeyler bildiğini anlamıştım.Ne kadar korksam da ona ihtiyacım vardı,bunu hissedebiliyordum. Bana sadece o yardım edebilirdi.Geçmişimi bildiğinden emin sayılırdım.
Yola çıktım ve bir taksi çevirdim.Nereye gittiğimi bilmiyordum.Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum.Ve bunların yanında Sam ile Dean’in de nerede olduğunu bilmiyordum. Merak ettim;acaba neyi biliyordum?
Bir parkın önünden geçiyorduk.Aynı palto…
“Duralım.”dedim ve cebimden parayı çıkarıp verdim.Arabadan inince koşarak parkın olduğu tarafa geçtim ve ona doğru ilerledim.
“Castiel?” Ancak adam bana bakmadı.Biraz öne geçtim ve bakınca onun Castiel olmadığını fark ettim.Akşam akşam ne yapacaktım?Üstelik…Bobby’nin evinin nerede olduğunu da tam olarak bilmiyordum.Arabaların arasında… Bıkkın bir biçimde parktaki banklardan birisine oturdum.Karanlığa bakarken ben,yüzüme bir damla düştü.Yağmur mu yağmaya başlamıştı?Umursamadım.Yağmuru severdim.Birkaç damla daha düşünce,gözlerimi açtım.Karanlıkta çok fazla bir şey gözükmüyordu.Ama yukarı baktığımda gördüm.Sokak lambasından aşağı sarkan bir şey vardı;bir insan.Korkuyla ayağa kalktım ve gözlerini gördüm.
“Beth?”dudaklarımdan bu sözcükler dışında bir çığlık çıktı ve Beth’in bedeni yanmaya başladı.Etrafta birilerini aradım ama kimse yoktu.Çığlıklarımla geceyi yararken ne yapacağımı düşünüyordum.O yanarken,annemi kaybetmiş gibi oldum.Beth..
“Beth..Beth…”diye sayıklarken dizlerim yerle buluştu.Yangın yanı başımda devam ediyordu.Neden kimse yoktu?Herkes neredeydi?Yangını kimse görmüyor muydu?
Omzuma dokunan bir el hissettim.Başımı kaldırdığımda Castiel’i gördüm.Beni bu halde görmesini istemezdim normalde ancak geçmişime ait olabileceğini düşündüğüm kişiyi kaybetmiştim.Gözlerim patlayana kadar ağlıyordum,boğazım yırtılırcasına hıçkırıyordum… Ölecekmiş gibi korkmanın yanında da donmak üzereymiş gibi titriyordum.Bu halimi gördüğünde,bir an için gözlerinden şefkat geçti.Ama sonra işaret parmağı ile orta parmağını birleştirdi ve alnıma dokundurdu.Bu hareketinin ardından kendimi evimde buldum. Yatağımdaydım.
“Neler oldu?”diye mırıldandım.Castiel ortalıkta yoktu.Az önce olanlar gerçek miydi?Yoksa her şey ama her şey bir rüya mıydı?Beth gerçekten…ölmüş müydü?Korkan adımlarla banyoma ilerledim.Suyu açıp yüzümü yıkadıktan sonra ellerimi lavabonun kenarlarına dayadım ve aynada kendime baktım.Yüzüm çökmüş,saçlarım ıslanmıştı.Gözlerim ise ağlamaktan şişmişti ve berbat gözükmeme neden oluyorlardı.
“İyi misin?” Sesi duyduğum anda aynada görüntüsü belirdi.Biraz ürkmüştüm.Bu kadar hızlı nasıl hareket ediyordu?
Yanıma geldi ve bana baktı.Başımı çevirip ona bakmadım ilk başta.Ama sonra dayanamadım ve döndüm.
“Nesin sen?Beth’e ne yaptın?!”diye patladım.Sinirlerim aşırı derece altüst olmuştu ve ben…Ne yapacağımı bilmiyordum.En kötüsü de buydu;geleceğimi göremiyordum,ne düşüneceğimi bilmiyordum!
“Melek.”diye yanıtladı beni.Cevabı bana saçma gelmişti.Güldüm.
“Tabii…Ben de bir iblisim zaten.”Ve sinirlice güldüm yeniden.
“Evet,öylesin zaten.”
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Evet şimdi ben iblis çocuk teorime geri dönüyorum =D =D
Bu bölümde çok güzeldi, betimlemelerini seviyorum ama bölümler kısa
Bu bölümde çok güzeldi, betimlemelerini seviyorum ama bölümler kısa
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Teşekkürler =)) Bölümleri daha uzun yazmış olmayı isterdim.. :/
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm 12:
Bunu gözlerime bakarak söylemişti.Ne?İblis mi?Merak ediyordum olmadığım ne kalmıştı acaba?
“Saçma.”diye geçiştirdim ve odama geri döndüm.Dolabımda giymek için rahat ve temiz bir şeyler aramaya başladım.Arkamda duruyordu ve ben de elimdeki üstleri –bilerek- ona atıyordum.Sonunda bileğimi tuttu ve yanıma geçti.Elimde beyaz bir elbise vardı.
“Bu güzel.”dedi.
“Yas tutmak için beyaz çok güzel bir seçim zaten.”diye söylendim ve dolabın içine uzanmaya çalıştım.Ama buna engel oldu.Bileğimi kendisine daha fazla çekti ve:
“Ölümün rengi beyazdır.”diye mırıldandı.Ona bakakalmıştım.Bir anda gözüme gerçekten bir melek gibi göründü.Kendimi yorgun hissederek yatağıma oturdum.Bu sırada bileğimi de bıraktı.Elbise kucağımda duruyordu ve ağlamak üzereydim.Beyaz…Ölümün rengi!
Boğazımda serin bıçağı hissettim.Canımı yakıyordu.Ama sesimi çıkarmadım.Bir iblis miydim?Eğer öyle olsaydım hissederdim ama..Bunun bir önemi yoktu.Şimdi her şeyi anlıyordum.Castiel beni öldürmek için gelmişti!
“Yap.”diye fısıldadım.”Bu en iyisi olacak.” Ve omuzlarım hüzünle çöktü.Ama Castiel yapmadı.Bıçağı yalnızca tutuyordu.
“Neden yapmıyorsun Cass?”diye inledim.Bu acı..çok fazlaydı.Başımı yavaşça önümden kaldırdım ve ona baktım.Gözlerim dolmuştu.Ölmek istiyordum!
“Sen,”dedi.” “O” kişisin.”
Gücüm kalmamıştı artık kim olduğumu sormaya.Ne fark ederdi ki zaten?Eski Effie olmadığımı biliyordum ya…Ve telefonum çaldı.Kim olduğuna bakmak için uzandığımda bilmediğim bir numarayla karşılaştım.Yavaşça uzandım ve telefonu açtım.
“Alo?” Sesim hayattan bıkmış bir şekilde çıkıyordu.
“Effie?!” Sesin bana ulaşması ile içimde bir yerlerde umutlar filizlendi.
“Sam?”
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm 12:
Bunu gözlerime bakarak söylemişti.Ne?İblis mi?Merak ediyordum olmadığım ne kalmıştı acaba?
“Saçma.”diye geçiştirdim ve odama geri döndüm.Dolabımda giymek için rahat ve temiz bir şeyler aramaya başladım.Arkamda duruyordu ve ben de elimdeki üstleri –bilerek- ona atıyordum.Sonunda bileğimi tuttu ve yanıma geçti.Elimde beyaz bir elbise vardı.
“Bu güzel.”dedi.
“Yas tutmak için beyaz çok güzel bir seçim zaten.”diye söylendim ve dolabın içine uzanmaya çalıştım.Ama buna engel oldu.Bileğimi kendisine daha fazla çekti ve:
“Ölümün rengi beyazdır.”diye mırıldandı.Ona bakakalmıştım.Bir anda gözüme gerçekten bir melek gibi göründü.Kendimi yorgun hissederek yatağıma oturdum.Bu sırada bileğimi de bıraktı.Elbise kucağımda duruyordu ve ağlamak üzereydim.Beyaz…Ölümün rengi!
Boğazımda serin bıçağı hissettim.Canımı yakıyordu.Ama sesimi çıkarmadım.Bir iblis miydim?Eğer öyle olsaydım hissederdim ama..Bunun bir önemi yoktu.Şimdi her şeyi anlıyordum.Castiel beni öldürmek için gelmişti!
“Yap.”diye fısıldadım.”Bu en iyisi olacak.” Ve omuzlarım hüzünle çöktü.Ama Castiel yapmadı.Bıçağı yalnızca tutuyordu.
“Neden yapmıyorsun Cass?”diye inledim.Bu acı..çok fazlaydı.Başımı yavaşça önümden kaldırdım ve ona baktım.Gözlerim dolmuştu.Ölmek istiyordum!
“Sen,”dedi.” “O” kişisin.”
Gücüm kalmamıştı artık kim olduğumu sormaya.Ne fark ederdi ki zaten?Eski Effie olmadığımı biliyordum ya…Ve telefonum çaldı.Kim olduğuna bakmak için uzandığımda bilmediğim bir numarayla karşılaştım.Yavaşça uzandım ve telefonu açtım.
“Alo?” Sesim hayattan bıkmış bir şekilde çıkıyordu.
“Effie?!” Sesin bana ulaşması ile içimde bir yerlerde umutlar filizlendi.
“Sam?”
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Şimdiki teorim şu, Şimdi bizim asıl kız bir iblis yada onun gibi bir şey dünyayı yok edebilir ama aynı zamanda kurtarabilirde, bizim kız kurtarmayı seçer elbette ama kurtarmasına kötüler izin vermeyecekler bu hikayeni,n sonunda dünya kurtulur kız olur ben söyleyim =D
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Çok yakın bir tahmin ama bir iki nokta yanlış Ama her zamanki gibi daha fazlası var
Kısa bir bölüm daha
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm 13:
Bendeki bu ani değişiklik Castiel’i şaşırtmıştı.Telefonu iyi olduğumu söyleyerek kapattığımda Cass:
“Sam mi?”dedi.Başımı “evet” anlamında salladım. “Onu seviyorsun?”diye devam etti.Bu bir sorudan çok cevaptı.Susmakla yetindim.
“Lanet olsun!”diye bağırdı ve bıçağı boynuma yeniden dayadı.Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu –yine-.
“Onunla olamazsın.”dedi tehditkar bir sesle.
“Neden?”dedim.Aslında evet,onunla olamazdım çünkü Dean de vardı.Ve kurtarıcı bir biçimde telefonum yeniden çaldı.Yine bilmediğim bir numaraydı.Telefonu Cass açtı.Bana uzatırken:
“Dean.”dedi. Elimi uzattım ve telefonu kaparcasına aldım.
“Dean?” Sesimdeki mutluluk onu rahatlatmış gibi bir nefes aldı.
“Merak etme iyiyim.Sadece…”Cass’e baktım. “Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.” Ve sonra kapattık.İki genç adamı da nasıl özlediğimi fark ettim.Onlara ihtiyacım vardı!
“Kardeşler değil mi?”dedi Cass.Başımı “evet” anlamında salladım.
“Diğerleri seni bulmadan Dean’e git,beraber ol.”dedi.Sesinde tuhaf bir tını vardı;kalbi kırılmış bir çocuk gibi.
“Neden?dedim.
“Bir kerede soru sorma!”diye inledi ama bıçağı boğazımdan çektiğinde:
“Ölmek istemiyorsan,”dedi.”Dean ile ol.”
Kısa bir bölüm daha
Umarım beğenirsin/iz
Bölüm 13:
Bendeki bu ani değişiklik Castiel’i şaşırtmıştı.Telefonu iyi olduğumu söyleyerek kapattığımda Cass:
“Sam mi?”dedi.Başımı “evet” anlamında salladım. “Onu seviyorsun?”diye devam etti.Bu bir sorudan çok cevaptı.Susmakla yetindim.
“Lanet olsun!”diye bağırdı ve bıçağı boynuma yeniden dayadı.Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu –yine-.
“Onunla olamazsın.”dedi tehditkar bir sesle.
“Neden?”dedim.Aslında evet,onunla olamazdım çünkü Dean de vardı.Ve kurtarıcı bir biçimde telefonum yeniden çaldı.Yine bilmediğim bir numaraydı.Telefonu Cass açtı.Bana uzatırken:
“Dean.”dedi. Elimi uzattım ve telefonu kaparcasına aldım.
“Dean?” Sesimdeki mutluluk onu rahatlatmış gibi bir nefes aldı.
“Merak etme iyiyim.Sadece…”Cass’e baktım. “Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.” Ve sonra kapattık.İki genç adamı da nasıl özlediğimi fark ettim.Onlara ihtiyacım vardı!
“Kardeşler değil mi?”dedi Cass.Başımı “evet” anlamında salladım.
“Diğerleri seni bulmadan Dean’e git,beraber ol.”dedi.Sesinde tuhaf bir tını vardı;kalbi kırılmış bir çocuk gibi.
“Neden?dedim.
“Bir kerede soru sorma!”diye inledi ama bıçağı boğazımdan çektiğinde:
“Ölmek istemiyorsan,”dedi.”Dean ile ol.”
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Bu dean'in özelliği nedir anlayamadım bir türlü
elbette bu da güzel bir bölümdü ama devamını istiyorum =D
elbette bu da güzel bir bölümdü ama devamını istiyorum =D
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Ya arkadaşlar kusura bakmayın yeni bölümleri anca kurbana ekleyebileceğim :/
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Çokmuş ya =( ama neyse bekleriz =D
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Aman allahım hayatımda en sürüklü okuduğum hikaye sni yürekten tebrik ediyorum ve böle yazılarının devamını bekliyorum ve aynn böle spr yazmanı istiyorum bu hikayenin devamını getirirsen eğer bitirmezsen kitap bile basarsın sonunana kadar arkandaım spr hikaye kurban bayramını 4 gözle bekliyorum:D
karayavo- Çırak Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 28
Doğum tarihi : 28/04/96
Mesaj Sayısı : 14
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 23/09/10
Nerden : izmir
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Ayh teşekkür ederim
Kurban'da süper bölümlerle geliyorum merak etmeyin
Kurban'da süper bölümlerle geliyorum merak etmeyin
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
DeAn demiş ki:Ayh teşekkür ederim
Kurban'da süper bölümlerle geliyorum merak etmeyin
bişi deil ama sabırsızlıkla bekliom 6.sezonu beklediğim gibi
karayavo- Çırak Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 28
Doğum tarihi : 28/04/96
Mesaj Sayısı : 14
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 23/09/10
Nerden : izmir
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Sana teşekkür etmek istiyorum, bu mukemmel hikayeni bizimle paylaştığın için..
Devamını sabırlızlıkla bekliyorum ne kadar geç olsada
Devamını sabırlızlıkla bekliyorum ne kadar geç olsada
SaMueL- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 30
Doğum tarihi : 15/05/94
Mesaj Sayısı : 117
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 01/10/10
Nerden : Through Hell
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Teşekkür ederim
Eve gidebildiğim en yakın zamanda -ki o da Kruban Bayramı oluyor- ekleyeceğim merak etmeyin.(Yeniden hatırlatayım dedim )
Eve gidebildiğim en yakın zamanda -ki o da Kruban Bayramı oluyor- ekleyeceğim merak etmeyin.(Yeniden hatırlatayım dedim )
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Flood (böyle yazılıyordu sanırım :S ) yaptığım için özür dilerim ancak dayanamadım ve işte yeni bölümlerrr!
Bölüm 14:
Öylece kalakaldım.”Ölmek istemiyorsan Dean ile ol” ne demekti?!
“Neden bahsediyorsun?”dedim şüpheli ses tonumla.
“Gayet açık değil mi?”dedi ve yanıma oturdu.Ne demeliydim burada?Bir soru daha sorsam kafamı uçurur muydu acaba?Elimdeki beyaz elbiseyle oynamaya başladığımda dayanamadım:
“Bildiğin şeyler var,” ve ona baktım. “ama anlatmıyorsun.Geçmişimi neden gizliyorsun Cass?” Ve ona uzanıp,yüzünü ellerimin arasına aldım.Gözlerime bakmak zorunda kalmıştı böylece.
“Güzel bir geçmiş değil.”dedi.
“Hiç olmamasından iyidir!”diye inlediğimde pes eder gibi bir ses çıkardı.Ellerimi kendime çektim ve kollarımla kendimi sardım.Çaresiz olmak böyle bir şeydi.
“Hatırlayamadığım o kadar çok şey var ki…”dedim.İçimi hüzünle çektikten sonra devam ettim.”Önemli şeyler bunlar.Hatırlamak zorunda olduğum.Ama yapamıyorum,sensiz hiçbir şey yapamayacağım da!” Başımı kaldırıp yüzüne baktım.Mavi gözleri alev alevdi.İçim bir anlığına güzelliğine kapılıp gitti.Ama kendimi toparlayabildim.
“Mary’nin çocuğusun, teknik olarak da onların kardeşleri.Ama babalarınız farklı.Her şey Mary ele geçirildiğinde oldu.”
Ne yani,anneleri ele mi geçirilmişti?
“O bir avcıydı!”diye inledim.Bana “bunu zaten biliyorum” diyen bir ifadeyle baktı.
“Zaten o olaydan sonra avcı oldu.”diye de bakışlarını destekledi.Neredeyse hiç tanımadığım bir aile hakkında çok şaşırdığım şeyler öğrenebiliyordum.
“Peki ama babam?” İçimden bir ses gerçeği bildiğimi söylüyordu,inanmak istemiyordum.
“Ne dememi bekliyorsun?Michael filan mı?Tabi ki Lucifer’dı!”
Bölüm:15
Lucifer mı? Castiel’in sözleri ağır olmaya başlamıştı.Benim babam Lucifer olamazdı.Eğer olsaydı,en az kendisi kadar kötü olurdum ama benim kimseye zararım dokunmamıştı,Beth dışında…
“Cass,”diye inledim.”Saçmalamaya başladın,farkındasın değil mi?”
Başını iki yana salladı.Sözlerinin doğruluğundan emindi.Peki ama babamın Lucifer olması neyi değiştirirdi?Yani…sevdiğim insanları değiştiremezdi,kararlarımı değiştiremezdi..
“Dean ve Sam’in ne alakası var?”diye sordum.Bu,gerçekten merak ettiğim bir şeydi.
“Bilmediğini söyleme!”diye çıkışınca utandım.Bilmem gereken ne çok şeyi bilmiyordum böyle.
Suskun kaldığımı görünce bilmediğimi anladı.Elindeki bıçağı yatağa yavaşça koyduktan sonra anlatmaya başladı:
“Dean, Micael’ın bedeni.Sam ise Lucifer’ın.Kehanete göre dünyaya gelecek olan iki kardeşten biri dünyanın sonunu,diğeri ise kurtuluşunu temsil edecekti.Ama ne Dean ne de Sam,oldukları şeyler gibi davranmayınca aranan kişiler oldular.Onların bedenlerinde,meleklerin ve şeytanların onları bulamaması için konulmuş bir mühür var.Sende de aynısından var.Geçmişte tanık olduğun şeyler –ki hiç de basit ve komik şeyler değillerdi- yüzünden sana o mührü ben koydum.Teknik olarak seni hem koruyan hem de ölüme yaklaştıran kişiyim.Dean ile olman gerekiyor çünkü ancak o şekilde dünyayı savunabiliriz.İki seçilmişin çocukları…Dean doğrudan bizim tarafta kabul görüldüğü için doğan çocuk da bizim tarafımızda olacak.Ama Sam,öbür tarafta kabul görülüyor.Doğal olarak da doğan çocuk onlara ait olacak.”
“Peki ben?”dedim.”Ben de kötü tarafta kabul görülüyor olmalıyım.Sonuçta babam…” Bu sözlerime güldü.Ama gülümsemesi dostçaydı.
“Hafızanı neden sildik sanıyorsun?O tarafa ait olduğunu unutman ve sadece bu dünyaya ait olman için.Ne kadar uğraşırsak uğraşalım,seni bulmak üzere olduklarını biliyoruz.Bu yüzden elini çabuk tutmalısın.Ve…Sam’i unutmak zorundasın…”dediği zaman aklımın içinde dolaşmaya başlayan milyon tane soru oluştu. Ne yani,sadece olması gerektiği için iki adam arasında bir seçim mi yapmalıydım?Üstelik buna seçim bile denemezdi,Dean’i seçmezsem öldürülecektim.
“Onlar bunu biliyor mu?” Sorum,kendimi de şaşırttı.Aklımdan böyle bir soru geçmemişti.
“Hayır,seni herkes,her şey olarak bilebilirler.Ama gerçek kimliğini,sen söylemediğin sürece asla bilemeyecekler.Tabii,kimliğini söylediğin anda bulunacaksın,bunu da atlamamak gerek.”diye yanıtladı sorumu.Harika!Kim olduğumu kimse tam anlamı ile bilemeyecekti.Özellikle de sevdiğim iki adam…
“Beni..”diye mırıldandım yataktan kalkıp,beyaz elbiseyi giymeyi düşünürken.”Beni nasıl saklayacaksınız?Demek istediğim..Babamdan?”
Yüzüne gölge düştü.Mavi gözleri hüzünle dalgalandı.
“Kan bağın,onu sana çekmeye başladı.En geç iki ay içinde tam yerini bulacak.O zamana kadar seni her iki tarafa karşı da koruyabilirim.Ama söz vermen lazım…Seçeceğin kişinin Dean olması konusunda.” Sözlerindeki hüzün,gözlerindeki kederi destekler nitelikteydi.İçimden bir ses,onun şu seçim olayını hiç istemediğini söylüyordu.Her şeye karışan ve her şeyi tahmin eden iç sesim,dışarıdan gelen patlama sesinin nedeninin tahmin edememişti.
Önce patlama duyuldu,ardından pencerenden içeri şarapnel parçalarına benzer parçalar girdi.Tam da pencerenin önündeydim…Sırtıma saplanan zibilyon tane parçayı hissettim.Cass,sesle birlikte hareket etmişse de parçaların bana saplanmasına engel olamamıştı.Krem rengi ceketi,beni sarmaladığında kanın sıcaklığını taa içimde hissedebiliyordum.Sanırım ölümü hissetmek,böyle bir şeydi..
(Bu yazı Supernatural Türkiye Ailesi'ne aittir ve kopyalanması söz konusu dahi olamaz!!)
Bölüm 14:
Öylece kalakaldım.”Ölmek istemiyorsan Dean ile ol” ne demekti?!
“Neden bahsediyorsun?”dedim şüpheli ses tonumla.
“Gayet açık değil mi?”dedi ve yanıma oturdu.Ne demeliydim burada?Bir soru daha sorsam kafamı uçurur muydu acaba?Elimdeki beyaz elbiseyle oynamaya başladığımda dayanamadım:
“Bildiğin şeyler var,” ve ona baktım. “ama anlatmıyorsun.Geçmişimi neden gizliyorsun Cass?” Ve ona uzanıp,yüzünü ellerimin arasına aldım.Gözlerime bakmak zorunda kalmıştı böylece.
“Güzel bir geçmiş değil.”dedi.
“Hiç olmamasından iyidir!”diye inlediğimde pes eder gibi bir ses çıkardı.Ellerimi kendime çektim ve kollarımla kendimi sardım.Çaresiz olmak böyle bir şeydi.
“Hatırlayamadığım o kadar çok şey var ki…”dedim.İçimi hüzünle çektikten sonra devam ettim.”Önemli şeyler bunlar.Hatırlamak zorunda olduğum.Ama yapamıyorum,sensiz hiçbir şey yapamayacağım da!” Başımı kaldırıp yüzüne baktım.Mavi gözleri alev alevdi.İçim bir anlığına güzelliğine kapılıp gitti.Ama kendimi toparlayabildim.
“Mary’nin çocuğusun, teknik olarak da onların kardeşleri.Ama babalarınız farklı.Her şey Mary ele geçirildiğinde oldu.”
Ne yani,anneleri ele mi geçirilmişti?
“O bir avcıydı!”diye inledim.Bana “bunu zaten biliyorum” diyen bir ifadeyle baktı.
“Zaten o olaydan sonra avcı oldu.”diye de bakışlarını destekledi.Neredeyse hiç tanımadığım bir aile hakkında çok şaşırdığım şeyler öğrenebiliyordum.
“Peki ama babam?” İçimden bir ses gerçeği bildiğimi söylüyordu,inanmak istemiyordum.
“Ne dememi bekliyorsun?Michael filan mı?Tabi ki Lucifer’dı!”
Bölüm:15
Lucifer mı? Castiel’in sözleri ağır olmaya başlamıştı.Benim babam Lucifer olamazdı.Eğer olsaydı,en az kendisi kadar kötü olurdum ama benim kimseye zararım dokunmamıştı,Beth dışında…
“Cass,”diye inledim.”Saçmalamaya başladın,farkındasın değil mi?”
Başını iki yana salladı.Sözlerinin doğruluğundan emindi.Peki ama babamın Lucifer olması neyi değiştirirdi?Yani…sevdiğim insanları değiştiremezdi,kararlarımı değiştiremezdi..
“Dean ve Sam’in ne alakası var?”diye sordum.Bu,gerçekten merak ettiğim bir şeydi.
“Bilmediğini söyleme!”diye çıkışınca utandım.Bilmem gereken ne çok şeyi bilmiyordum böyle.
Suskun kaldığımı görünce bilmediğimi anladı.Elindeki bıçağı yatağa yavaşça koyduktan sonra anlatmaya başladı:
“Dean, Micael’ın bedeni.Sam ise Lucifer’ın.Kehanete göre dünyaya gelecek olan iki kardeşten biri dünyanın sonunu,diğeri ise kurtuluşunu temsil edecekti.Ama ne Dean ne de Sam,oldukları şeyler gibi davranmayınca aranan kişiler oldular.Onların bedenlerinde,meleklerin ve şeytanların onları bulamaması için konulmuş bir mühür var.Sende de aynısından var.Geçmişte tanık olduğun şeyler –ki hiç de basit ve komik şeyler değillerdi- yüzünden sana o mührü ben koydum.Teknik olarak seni hem koruyan hem de ölüme yaklaştıran kişiyim.Dean ile olman gerekiyor çünkü ancak o şekilde dünyayı savunabiliriz.İki seçilmişin çocukları…Dean doğrudan bizim tarafta kabul görüldüğü için doğan çocuk da bizim tarafımızda olacak.Ama Sam,öbür tarafta kabul görülüyor.Doğal olarak da doğan çocuk onlara ait olacak.”
“Peki ben?”dedim.”Ben de kötü tarafta kabul görülüyor olmalıyım.Sonuçta babam…” Bu sözlerime güldü.Ama gülümsemesi dostçaydı.
“Hafızanı neden sildik sanıyorsun?O tarafa ait olduğunu unutman ve sadece bu dünyaya ait olman için.Ne kadar uğraşırsak uğraşalım,seni bulmak üzere olduklarını biliyoruz.Bu yüzden elini çabuk tutmalısın.Ve…Sam’i unutmak zorundasın…”dediği zaman aklımın içinde dolaşmaya başlayan milyon tane soru oluştu. Ne yani,sadece olması gerektiği için iki adam arasında bir seçim mi yapmalıydım?Üstelik buna seçim bile denemezdi,Dean’i seçmezsem öldürülecektim.
“Onlar bunu biliyor mu?” Sorum,kendimi de şaşırttı.Aklımdan böyle bir soru geçmemişti.
“Hayır,seni herkes,her şey olarak bilebilirler.Ama gerçek kimliğini,sen söylemediğin sürece asla bilemeyecekler.Tabii,kimliğini söylediğin anda bulunacaksın,bunu da atlamamak gerek.”diye yanıtladı sorumu.Harika!Kim olduğumu kimse tam anlamı ile bilemeyecekti.Özellikle de sevdiğim iki adam…
“Beni..”diye mırıldandım yataktan kalkıp,beyaz elbiseyi giymeyi düşünürken.”Beni nasıl saklayacaksınız?Demek istediğim..Babamdan?”
Yüzüne gölge düştü.Mavi gözleri hüzünle dalgalandı.
“Kan bağın,onu sana çekmeye başladı.En geç iki ay içinde tam yerini bulacak.O zamana kadar seni her iki tarafa karşı da koruyabilirim.Ama söz vermen lazım…Seçeceğin kişinin Dean olması konusunda.” Sözlerindeki hüzün,gözlerindeki kederi destekler nitelikteydi.İçimden bir ses,onun şu seçim olayını hiç istemediğini söylüyordu.Her şeye karışan ve her şeyi tahmin eden iç sesim,dışarıdan gelen patlama sesinin nedeninin tahmin edememişti.
Önce patlama duyuldu,ardından pencerenden içeri şarapnel parçalarına benzer parçalar girdi.Tam da pencerenin önündeydim…Sırtıma saplanan zibilyon tane parçayı hissettim.Cass,sesle birlikte hareket etmişse de parçaların bana saplanmasına engel olamamıştı.Krem rengi ceketi,beni sarmaladığında kanın sıcaklığını taa içimde hissedebiliyordum.Sanırım ölümü hissetmek,böyle bir şeydi..
(Bu yazı Supernatural Türkiye Ailesi'ne aittir ve kopyalanması söz konusu dahi olamaz!!)
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Bölüm 16:
Patlamanın ardından evin içine girenlerin sesleri duyuldu.Neden hala evi terk etmediğimizi düşündüm.İki parmağını alnıma koyup,ışınlanamaz mıydı?
Gırtladığından çıkan o vahşi sesi duyunca,başımı kaldırıp karşı karşıya olduğumuz şeye baktım.Gözlerinden taşan öfkeyle karşılaştım ilk önce.Odaya yaydığı enerji,karanlıktı.Etrafına karanlık bir ışık saçıyordu.
“Hıh!” Hangi duygumu belli etmek için bu sesi çıkardım anlayamadım ama kötü bir şeyler olacağını biliyordum.Bir anda Cass, eline aldığı bıçağı,kapıdaki adama sapladı.Adam aniden tuzla buz oldu.Ama devamının geleceğini biliyordum/k.
Hemen yanıma geldi Cass.Durum değerlendirmesi gibi bir şey yaptı hızlıca.Ve sonra bir kolu ile beni sararken,diğeri ile alnıma dokundu.Dünya aniden başka bir şey olmuştu.
“Ah!” Acıyla inledim.Sırtımdaki parçaları unutmuştu sanırım ki bana böyle rahatça sarılabiliyordu.İnlememle hemen kolunu çekti ve beni yüzüstü olacak biçimde soğuk mermere yatırdı.Sırtımdaki ceketi kaldırınca şaşkınlık sesi çıkardı.Demek o kadar kötüydü.
“Çok mu kötü?” Zorla konuşuyordum.Acı bedenimi ele geçiriyordu.Sırtımda elini hissedince inlememek için kendimi zor tuttum.Acı…çok fazlaydı.
“Hayır,”dediğinde bir şeylerin ters gittiğini anladım.Ve ne olduğunu merak ettiğimi belli eden bir ses çıkardım.
“Bu parçalarla seni elleriyle koymuş gibi bulacaklar.”
“Çıkar o zaman!”
***
Gücümü ona bağırmakla kullanmıştım.Acıyla birlikte gelen güçsüzlüğümün üzerine bayılmam işten bile değildi.
Cass’in bir şeyler söylediğini duyabiliyordum, krem rengi paltosunun uçuştuğunu görebiliyordum.Ama kendimi boşlukta gibi hissediyordum.Gözlerim yavaşça ağırlaşıyor,duyularımı birer birer kaybediyordum.Karanlık dünyanın beni içine alması çok uzak değildi.
“Mary!”
Onun sesini duyunca korktum.Beni bulmuştu.Kaçamayacaktım.Ve merdivenlerin başında bedeni belirince gerilemeye başladım.Şaşkınlıkla beraber içinde bulunduğum durumu çözmeye çalışıyordum.
“Sam?”diye inledim.Sam bana neden böyle bakıyordu?Beni öldürecekmiş gibi…Ama daha farklı…
Ona adıyla hitap edişimi şaşkınlıkla karşıladı.
“Sam de kim?”
Onun olduğunu biliyordum.Aşık olduğum adamdı karşımdaki.Her şeyiyle oydu,bundan emindim!
“Sam,neler oluyor?” Gerilemeyi bırakmış,ona doğru ilerliyordum.Yanına geldiğimde yüzünde sinsi bir ifade vardı.İçimdeki korku yeniden alevlendi.
“Mary!”
Neden bana Mary diyordu?Ben Effie’ydim.Kardeşi veya annesi veya da sevdiği kız!Annesi…beni annesi sanıyordu!
Kollarını kollarıma sardıktan sonra içimdeki korku kendini serbest bıraktı. Ruhum, bedenimden çalınmış gibi hissediyordum.Sam’i ve Mary’i görebiliyordum.Artık bir bedenim yoktu.Mary’nin çığlıkları yankılanırken her şeyi anlamaya başladım.Mary…Ve bir anlığına bile olsa Mary’nin gözlerindeki o sarımsı ışığı gördüm.
“Hayır…” Fısıltım kurumuş ve çatlamış dudaklarımdan inilti gibi çıktı.Cass’in sırtımdaki parçaları temizlemiş olduğunu gördüm,yanımda duran kapta duruyordu kanlı parçalar.Etrafta bez aradım.Yaralarımı açık bırakmayacaktık değil mi?
Kendisini görebilmem için önüme geldi ve eğilip,gözlerimin içine baktı.
“Eğer seni bulurlarsa ölü taklidi yap.Beni inandırabildin!” Sesindeki sitemi duyunca dudaklarım yukarı kıvrıldı.
“Bayılmışım…”diye mırıldandım.Sitemli yüz ifadesi yerini şefkate bıraktı bir anda.Elini uzatıp terli saçlarımı geriye attı ve yanağımı okşadı.
“İyi misin?”
“Parçaları çıkarmışsın?” Sorusuna cevap vermek yerine başka bir soru ile kaçmayı denedim.Çünkü iyi olup olmadığımı bilmiyordum.Bayıldığımda gördüğüm şeyler…
“Evet,”diye yanıtladı beni ve ifadesiz bir yüzle bakmaya başladı bana.
“Ne?”dedim.Beni korkutuyordu.
“Her ne kadar cevabının önemi olmasa da sormam lazım,yaralarını iyileştirmem için…”
“Evet!” Acıyla inlerken sözünü kesmiştim.”Bunun için izin isteme…Asla.”diye tamamladım cümlemi.Ayağa kalktı yeniden.Sırtımda dolaşan parmağını hissedebiliyordum.Ve üzerimdeki t-shirt’ü yukarı doğru sıyırdı.Neden izin istediğini anladım ama o bir melekti!Teknik olarak cinsiyetsiz olması gerekiyordu…
“Meleklerin cinsiyeti olmaz sanıyordum.”dedim alev alev olmuş yüzümle.İyi ki yüzümü görecek bir yerde değildi.Bir anda durdu elleri.
“Bedenim,”diye söylendi. “bu benim bedenim.” Ve kaldığı yerden devam etti.Önce parmaklarını hissettim çıplak sırtımda.Sonra acıyı yok eden bir serinlik.Işığı da görebiliyordum,beyaz ve güven dolu.Bu yalnızca birkaç saniye sürdü.Sonra elini çekti ve t-shirt’ümü yavaşça geri indirdi.Yaptığı iyileştirme şeyinden dolayı acılarım azalmıştı.Geride yalnızca hafif bir sızı kalmıştı.Ellerimden destek alarak önümü döndüm ve sırtüstü uzandım.Ciğerlerim üzerinden yük kalkmış gibi derin derin nefesler aldı.Nefes aldıktan sonra beni izleyen mavi gözlere baktım ve:
“Sağol,”dedim. “Senden iyi bir doktor olur.” Ve gülümsedim.Ama yüzü hiçbir tepki vermedi.Şaka yapamadığımı yüzüme vurmasına bozuldum.En azından nezaketen gülümseyebilirdi.Sinirle doğruldum ve oturur konuma geldim.Bakışlarımı ondan kaçırmam zor oluyordu bu yüzden saçlarımı yüzümü kapatacak biçimde öne attım ve başımı eğip kanlı t-shirt’üme baktım.Ayağa kalktığını gördüm ama hiçbir tepki vermedim.Onun bir iyi bir kötü davranmasını hoş karşılayamıyordum.Ne yapmaya çalışıyordu?Eğer böyle yaşamak zorunda kalacaksam beni öldürmesini istiyordum.Daha fazla onun bu halini çekemezdim ki!Kendi durumum çok kötüydü zaten…Onların dünyasına karşı hiçbir şey bilmiyordum!
“Mary,ele geçirilmemişti.”diye inledim sonunda dayanamayıp ve başımı yukarı kaldırdım.Ama orda yoktu.
“Umrunda değil ki!” Ve ayağa kalkıp sadece mermer tabandan oluşan bu boş yere baktım.Ne duvarlarını görebiliyordum ne de tavanını.Hiçliğin ortasında bir yerdeydim sanki.Birkaç adım attım öne doğru (ön olduğunu düşünüyordum ama bundan emin değildim çünkü yönümü belli edecek hiçbir şey yoktu) ama sonra durdum.Ve sırtımdan çıkardığı parçaları koyduğu kaba baktım.Kap cayır cayır yanıyordu.Karanlığın ötesini görmek için gözlerimi kısıp baktım.Orda,kabın alevinin aydınlatmaya yetmediği yerde birisi vardı.
Bölüm 17:
“Kim var orda?!”
Sesim yankı yaptı ama bunu önemsemedim ve karanlığın içindeki adama baktım.Bana baktığını hissedebiliyordum.Ondan yayılan tuhaf enerjiyi de hissedebiliyordum.
“Kimsin?” Sesim eskisi kadar güçlü değildi artık.Korkumu dışa yansıtıyordu.Karşı taraftan hiç ses gelmeyince daha da korkmaya başladım.
“Cevap ver…Kimsin?...”
Ona doğru adım attım.İçimden,onun Castiel olması için dua ediyordum.Beni korkutmuş olmasını hiç önemsemezdim.Bana güven verirdi en azından.
“Cass?”
Ve yanan kabın yanında durdum.Adam,Cass’in boylarındaydı.
“Castiel,sen misin?”
Üzerinde, uçuşan cübbe benzeri bir şey vardı.Tuhaf olan hiç rüzgar olmamasına rağmen uçuşuyor olmasıydı.
“Korkutuyorsun beni Cass.” Ve olduğum yerde durdum.Neredeyse görebiliyordum onu.Uzun saçları savruluyordu.Elindeki silahı görebiliyordum.
“Tanrım…”
Ve bir anda etrafımızda birçok ışık açıldı.Aslında ışıktan ziyade etrafımız alev almıştı.Ve onu gördüm.Sarı saçları yüzünün etrafını çevreliyor,siyah,simsiyah gözleri ile doğruca bana bakıyordu.
Korkuyla yutkundum ve geriye doğru bir adım attım.Karşımdakinin kim olduğunu bilmesem bile varlığının nereye ait olduğunu biliyordum.
“Merhaba güzelim!”diye çınladı sesi.Ve bana doğru yaklaştı.Sanki havada yürüyormuşçasına hareket ediyordu.
Elindeki silaha baktım.Üzerinde yazılar vardı.Onu bana doğrulttu ve sinsice gülümsedi.
“Kimsin?”diye inledim.En azından katilimin adını bilmeliydim.
“Lilith!” Cevap ondan çıkmamıştı.Tanıdık olan sesi duyar duymaz başımı geri çevirdim ve baktım.Kendimi bu kadar güvende hissetmediğimi hatırladım. Güvendiğim ,güvenebileceğim üç adam,beni ve iblisi çember içine almıştı.Kadının varlığını önemsemeden hızla Cass’e doğru koştum.Mavi gözleri bana bakıyordu.Aslında, hepsi bana bakıyordu.Ve yerdeki yanan çizgiye bastığım anda duvara çarpmış gibi oldum.Geri sektim ve yere yapıştım.Şaşkınca üzerine düştüğüm kolumu tutarken kadının kahkahası çınlıyordu kulaklarımda.Cass,unuttuğu çok önemli bir şeyi hatırlamış gibi bakıyordu.Dean ve Sam ise şaşkındı.
Dean seslice yutkundu ve duygusuz tutmaya çalıştığı tonda bir sesle sordu.
“O, bir iblis mi?”
(Bu hikaye Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir.Kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
Patlamanın ardından evin içine girenlerin sesleri duyuldu.Neden hala evi terk etmediğimizi düşündüm.İki parmağını alnıma koyup,ışınlanamaz mıydı?
Gırtladığından çıkan o vahşi sesi duyunca,başımı kaldırıp karşı karşıya olduğumuz şeye baktım.Gözlerinden taşan öfkeyle karşılaştım ilk önce.Odaya yaydığı enerji,karanlıktı.Etrafına karanlık bir ışık saçıyordu.
“Hıh!” Hangi duygumu belli etmek için bu sesi çıkardım anlayamadım ama kötü bir şeyler olacağını biliyordum.Bir anda Cass, eline aldığı bıçağı,kapıdaki adama sapladı.Adam aniden tuzla buz oldu.Ama devamının geleceğini biliyordum/k.
Hemen yanıma geldi Cass.Durum değerlendirmesi gibi bir şey yaptı hızlıca.Ve sonra bir kolu ile beni sararken,diğeri ile alnıma dokundu.Dünya aniden başka bir şey olmuştu.
“Ah!” Acıyla inledim.Sırtımdaki parçaları unutmuştu sanırım ki bana böyle rahatça sarılabiliyordu.İnlememle hemen kolunu çekti ve beni yüzüstü olacak biçimde soğuk mermere yatırdı.Sırtımdaki ceketi kaldırınca şaşkınlık sesi çıkardı.Demek o kadar kötüydü.
“Çok mu kötü?” Zorla konuşuyordum.Acı bedenimi ele geçiriyordu.Sırtımda elini hissedince inlememek için kendimi zor tuttum.Acı…çok fazlaydı.
“Hayır,”dediğinde bir şeylerin ters gittiğini anladım.Ve ne olduğunu merak ettiğimi belli eden bir ses çıkardım.
“Bu parçalarla seni elleriyle koymuş gibi bulacaklar.”
“Çıkar o zaman!”
***
Gücümü ona bağırmakla kullanmıştım.Acıyla birlikte gelen güçsüzlüğümün üzerine bayılmam işten bile değildi.
Cass’in bir şeyler söylediğini duyabiliyordum, krem rengi paltosunun uçuştuğunu görebiliyordum.Ama kendimi boşlukta gibi hissediyordum.Gözlerim yavaşça ağırlaşıyor,duyularımı birer birer kaybediyordum.Karanlık dünyanın beni içine alması çok uzak değildi.
“Mary!”
Onun sesini duyunca korktum.Beni bulmuştu.Kaçamayacaktım.Ve merdivenlerin başında bedeni belirince gerilemeye başladım.Şaşkınlıkla beraber içinde bulunduğum durumu çözmeye çalışıyordum.
“Sam?”diye inledim.Sam bana neden böyle bakıyordu?Beni öldürecekmiş gibi…Ama daha farklı…
Ona adıyla hitap edişimi şaşkınlıkla karşıladı.
“Sam de kim?”
Onun olduğunu biliyordum.Aşık olduğum adamdı karşımdaki.Her şeyiyle oydu,bundan emindim!
“Sam,neler oluyor?” Gerilemeyi bırakmış,ona doğru ilerliyordum.Yanına geldiğimde yüzünde sinsi bir ifade vardı.İçimdeki korku yeniden alevlendi.
“Mary!”
Neden bana Mary diyordu?Ben Effie’ydim.Kardeşi veya annesi veya da sevdiği kız!Annesi…beni annesi sanıyordu!
Kollarını kollarıma sardıktan sonra içimdeki korku kendini serbest bıraktı. Ruhum, bedenimden çalınmış gibi hissediyordum.Sam’i ve Mary’i görebiliyordum.Artık bir bedenim yoktu.Mary’nin çığlıkları yankılanırken her şeyi anlamaya başladım.Mary…Ve bir anlığına bile olsa Mary’nin gözlerindeki o sarımsı ışığı gördüm.
“Hayır…” Fısıltım kurumuş ve çatlamış dudaklarımdan inilti gibi çıktı.Cass’in sırtımdaki parçaları temizlemiş olduğunu gördüm,yanımda duran kapta duruyordu kanlı parçalar.Etrafta bez aradım.Yaralarımı açık bırakmayacaktık değil mi?
Kendisini görebilmem için önüme geldi ve eğilip,gözlerimin içine baktı.
“Eğer seni bulurlarsa ölü taklidi yap.Beni inandırabildin!” Sesindeki sitemi duyunca dudaklarım yukarı kıvrıldı.
“Bayılmışım…”diye mırıldandım.Sitemli yüz ifadesi yerini şefkate bıraktı bir anda.Elini uzatıp terli saçlarımı geriye attı ve yanağımı okşadı.
“İyi misin?”
“Parçaları çıkarmışsın?” Sorusuna cevap vermek yerine başka bir soru ile kaçmayı denedim.Çünkü iyi olup olmadığımı bilmiyordum.Bayıldığımda gördüğüm şeyler…
“Evet,”diye yanıtladı beni ve ifadesiz bir yüzle bakmaya başladı bana.
“Ne?”dedim.Beni korkutuyordu.
“Her ne kadar cevabının önemi olmasa da sormam lazım,yaralarını iyileştirmem için…”
“Evet!” Acıyla inlerken sözünü kesmiştim.”Bunun için izin isteme…Asla.”diye tamamladım cümlemi.Ayağa kalktı yeniden.Sırtımda dolaşan parmağını hissedebiliyordum.Ve üzerimdeki t-shirt’ü yukarı doğru sıyırdı.Neden izin istediğini anladım ama o bir melekti!Teknik olarak cinsiyetsiz olması gerekiyordu…
“Meleklerin cinsiyeti olmaz sanıyordum.”dedim alev alev olmuş yüzümle.İyi ki yüzümü görecek bir yerde değildi.Bir anda durdu elleri.
“Bedenim,”diye söylendi. “bu benim bedenim.” Ve kaldığı yerden devam etti.Önce parmaklarını hissettim çıplak sırtımda.Sonra acıyı yok eden bir serinlik.Işığı da görebiliyordum,beyaz ve güven dolu.Bu yalnızca birkaç saniye sürdü.Sonra elini çekti ve t-shirt’ümü yavaşça geri indirdi.Yaptığı iyileştirme şeyinden dolayı acılarım azalmıştı.Geride yalnızca hafif bir sızı kalmıştı.Ellerimden destek alarak önümü döndüm ve sırtüstü uzandım.Ciğerlerim üzerinden yük kalkmış gibi derin derin nefesler aldı.Nefes aldıktan sonra beni izleyen mavi gözlere baktım ve:
“Sağol,”dedim. “Senden iyi bir doktor olur.” Ve gülümsedim.Ama yüzü hiçbir tepki vermedi.Şaka yapamadığımı yüzüme vurmasına bozuldum.En azından nezaketen gülümseyebilirdi.Sinirle doğruldum ve oturur konuma geldim.Bakışlarımı ondan kaçırmam zor oluyordu bu yüzden saçlarımı yüzümü kapatacak biçimde öne attım ve başımı eğip kanlı t-shirt’üme baktım.Ayağa kalktığını gördüm ama hiçbir tepki vermedim.Onun bir iyi bir kötü davranmasını hoş karşılayamıyordum.Ne yapmaya çalışıyordu?Eğer böyle yaşamak zorunda kalacaksam beni öldürmesini istiyordum.Daha fazla onun bu halini çekemezdim ki!Kendi durumum çok kötüydü zaten…Onların dünyasına karşı hiçbir şey bilmiyordum!
“Mary,ele geçirilmemişti.”diye inledim sonunda dayanamayıp ve başımı yukarı kaldırdım.Ama orda yoktu.
“Umrunda değil ki!” Ve ayağa kalkıp sadece mermer tabandan oluşan bu boş yere baktım.Ne duvarlarını görebiliyordum ne de tavanını.Hiçliğin ortasında bir yerdeydim sanki.Birkaç adım attım öne doğru (ön olduğunu düşünüyordum ama bundan emin değildim çünkü yönümü belli edecek hiçbir şey yoktu) ama sonra durdum.Ve sırtımdan çıkardığı parçaları koyduğu kaba baktım.Kap cayır cayır yanıyordu.Karanlığın ötesini görmek için gözlerimi kısıp baktım.Orda,kabın alevinin aydınlatmaya yetmediği yerde birisi vardı.
Bölüm 17:
“Kim var orda?!”
Sesim yankı yaptı ama bunu önemsemedim ve karanlığın içindeki adama baktım.Bana baktığını hissedebiliyordum.Ondan yayılan tuhaf enerjiyi de hissedebiliyordum.
“Kimsin?” Sesim eskisi kadar güçlü değildi artık.Korkumu dışa yansıtıyordu.Karşı taraftan hiç ses gelmeyince daha da korkmaya başladım.
“Cevap ver…Kimsin?...”
Ona doğru adım attım.İçimden,onun Castiel olması için dua ediyordum.Beni korkutmuş olmasını hiç önemsemezdim.Bana güven verirdi en azından.
“Cass?”
Ve yanan kabın yanında durdum.Adam,Cass’in boylarındaydı.
“Castiel,sen misin?”
Üzerinde, uçuşan cübbe benzeri bir şey vardı.Tuhaf olan hiç rüzgar olmamasına rağmen uçuşuyor olmasıydı.
“Korkutuyorsun beni Cass.” Ve olduğum yerde durdum.Neredeyse görebiliyordum onu.Uzun saçları savruluyordu.Elindeki silahı görebiliyordum.
“Tanrım…”
Ve bir anda etrafımızda birçok ışık açıldı.Aslında ışıktan ziyade etrafımız alev almıştı.Ve onu gördüm.Sarı saçları yüzünün etrafını çevreliyor,siyah,simsiyah gözleri ile doğruca bana bakıyordu.
Korkuyla yutkundum ve geriye doğru bir adım attım.Karşımdakinin kim olduğunu bilmesem bile varlığının nereye ait olduğunu biliyordum.
“Merhaba güzelim!”diye çınladı sesi.Ve bana doğru yaklaştı.Sanki havada yürüyormuşçasına hareket ediyordu.
Elindeki silaha baktım.Üzerinde yazılar vardı.Onu bana doğrulttu ve sinsice gülümsedi.
“Kimsin?”diye inledim.En azından katilimin adını bilmeliydim.
“Lilith!” Cevap ondan çıkmamıştı.Tanıdık olan sesi duyar duymaz başımı geri çevirdim ve baktım.Kendimi bu kadar güvende hissetmediğimi hatırladım. Güvendiğim ,güvenebileceğim üç adam,beni ve iblisi çember içine almıştı.Kadının varlığını önemsemeden hızla Cass’e doğru koştum.Mavi gözleri bana bakıyordu.Aslında, hepsi bana bakıyordu.Ve yerdeki yanan çizgiye bastığım anda duvara çarpmış gibi oldum.Geri sektim ve yere yapıştım.Şaşkınca üzerine düştüğüm kolumu tutarken kadının kahkahası çınlıyordu kulaklarımda.Cass,unuttuğu çok önemli bir şeyi hatırlamış gibi bakıyordu.Dean ve Sam ise şaşkındı.
Dean seslice yutkundu ve duygusuz tutmaya çalıştığı tonda bir sesle sordu.
“O, bir iblis mi?”
(Bu hikaye Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir.Kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Yeni bölümler için teşekkürler...
SaMueL- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 30
Doğum tarihi : 15/05/94
Mesaj Sayısı : 117
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 01/10/10
Nerden : Through Hell
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Rica ederim
Umarım bu bölümü de beğenirsiniz
BÖLÜM 18:
“O bir iblis mi?”
Dean’e baktım korkuyla.Bir iblis…Ve bir avcı. Ne kadar güzel bir ikili olurduk biz!
“Dean…” Titreyen sesime hakim olmaya çalışıyordum ama yapamıyordum.Dean bakışlarını benden kaçırdı ve başımın üstünden,arkada duran şeye baktı.
“Sadece iblisler değil,”diye söylendiğini duydum Sam’in. “Melekler de o çemberin içinde kalır.Değil mi?” Ve Castiel’e baktı. Ama Castiel’in onu duyduğunu sanmıyordum.Bana bakıyordu…Öylesine derin ve düşünceliydi ki bakışları bir anlığına onun gözlerinde kaybolduğumu sandım.Ama arkamdan gelen kahkaha kendime gelmem gerektiğini hatırlattı bana.Başımı çevirdim ve Lilith’e baktım.Siyah gözlerinde tuhaf bir nefret vardı.
“Eğer ona lazım olmasaydın seni çoktan öldürürdüm s..tük.”dedi.Sözler ağzından tükürür gibi çıkmıştı.Ayağa kalktım ve ona baktım.Çok güzeldi.Gözlerinden ve bedeninden etrafa yayılan iğrenç nefreti,kötülüğü saymazsak..
“Öldürmen senin de benim de işime daha çok yarar..”diye söylendim.Castiel’in sözlerinin gerçekliğini fark ediyordum her geçen saniyede.Lucifer…Babam..
Lilith’in gittikçe bana yaklaşmaya başladığını fark ettim.Bana sinsice bakıyordu. Elindeki üstü yazılarla dolu silahı bana doğrultmuştu.
“O gelene kadar biraz oyun oynayabiliriz sanırım.”dedi ve kötü adamların kahkahasına benzer bir kahkaha attı.Korkuyla çemberin çevresindeki üç adama baktım.Bir şeyler yapmalıydılar.Öylece ölmemi ya da yaralanmamı izleyemezlerdi! Bir adım geri attım ve sırtımı dayadığım engeli hissettim.Daracık çemberde nereye kaçabilirdim ki?
“Tanrım...”diye mırıldandım.Ve onun hareketlerini dikkatle izlemeye koyuldum.Belki hareketlerini tahmin edebilir ve kurtulabilirdim ondan.Ama hiç de öyle olmadı.
Önce sadece adım attı,sonra elindeki silahı hizaladı ve bir el ateş etti.Vurulduğumu sandım ama beni değil,üç adamla aramızdaki sınırı belirleyen görünmez duvarı vurdu,engele çarpan mermi gibi şey sekti ve sol omzumu yanından delerek geçti.Acıyla inledim “Ahh!”.
Acı çok fazlaydı.Büyülü bir silahın büyülü mermisi..Korkuyla koluma baktım dizlerim titreyip yere düşerken.Kolum boydan boya siyah-kırmız kan olmuştu.Parmaklarımdan yere kan damlıyordu.Başımı kolumdan ayırıp Sam’e ve diğerlerine baktım.Tüm bu lanet olası acıyı onlar yüzünden çekiyordum!Gözlerimdeki yaşlar,onların hareketlerini görmemi engelliyordu.Silahın patlama sesini duymadan sağ göğsüme giren mermiyi hissettim.Acı…Artık çığlık atıyordum,durmadan.Ölüyorum diyemiyordum çünkü bu ondan da kötüydü.Lilith’in kahkahaları duyduğum son şey oldu..
(Bu hikaye Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir.Kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
Umarım bu bölümü de beğenirsiniz
BÖLÜM 18:
“O bir iblis mi?”
Dean’e baktım korkuyla.Bir iblis…Ve bir avcı. Ne kadar güzel bir ikili olurduk biz!
“Dean…” Titreyen sesime hakim olmaya çalışıyordum ama yapamıyordum.Dean bakışlarını benden kaçırdı ve başımın üstünden,arkada duran şeye baktı.
“Sadece iblisler değil,”diye söylendiğini duydum Sam’in. “Melekler de o çemberin içinde kalır.Değil mi?” Ve Castiel’e baktı. Ama Castiel’in onu duyduğunu sanmıyordum.Bana bakıyordu…Öylesine derin ve düşünceliydi ki bakışları bir anlığına onun gözlerinde kaybolduğumu sandım.Ama arkamdan gelen kahkaha kendime gelmem gerektiğini hatırlattı bana.Başımı çevirdim ve Lilith’e baktım.Siyah gözlerinde tuhaf bir nefret vardı.
“Eğer ona lazım olmasaydın seni çoktan öldürürdüm s..tük.”dedi.Sözler ağzından tükürür gibi çıkmıştı.Ayağa kalktım ve ona baktım.Çok güzeldi.Gözlerinden ve bedeninden etrafa yayılan iğrenç nefreti,kötülüğü saymazsak..
“Öldürmen senin de benim de işime daha çok yarar..”diye söylendim.Castiel’in sözlerinin gerçekliğini fark ediyordum her geçen saniyede.Lucifer…Babam..
Lilith’in gittikçe bana yaklaşmaya başladığını fark ettim.Bana sinsice bakıyordu. Elindeki üstü yazılarla dolu silahı bana doğrultmuştu.
“O gelene kadar biraz oyun oynayabiliriz sanırım.”dedi ve kötü adamların kahkahasına benzer bir kahkaha attı.Korkuyla çemberin çevresindeki üç adama baktım.Bir şeyler yapmalıydılar.Öylece ölmemi ya da yaralanmamı izleyemezlerdi! Bir adım geri attım ve sırtımı dayadığım engeli hissettim.Daracık çemberde nereye kaçabilirdim ki?
“Tanrım...”diye mırıldandım.Ve onun hareketlerini dikkatle izlemeye koyuldum.Belki hareketlerini tahmin edebilir ve kurtulabilirdim ondan.Ama hiç de öyle olmadı.
Önce sadece adım attı,sonra elindeki silahı hizaladı ve bir el ateş etti.Vurulduğumu sandım ama beni değil,üç adamla aramızdaki sınırı belirleyen görünmez duvarı vurdu,engele çarpan mermi gibi şey sekti ve sol omzumu yanından delerek geçti.Acıyla inledim “Ahh!”.
Acı çok fazlaydı.Büyülü bir silahın büyülü mermisi..Korkuyla koluma baktım dizlerim titreyip yere düşerken.Kolum boydan boya siyah-kırmız kan olmuştu.Parmaklarımdan yere kan damlıyordu.Başımı kolumdan ayırıp Sam’e ve diğerlerine baktım.Tüm bu lanet olası acıyı onlar yüzünden çekiyordum!Gözlerimdeki yaşlar,onların hareketlerini görmemi engelliyordu.Silahın patlama sesini duymadan sağ göğsüme giren mermiyi hissettim.Acı…Artık çığlık atıyordum,durmadan.Ölüyorum diyemiyordum çünkü bu ondan da kötüydü.Lilith’in kahkahaları duyduğum son şey oldu..
(Bu hikaye Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir.Kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Yeni bölümler gelmiş ben görmemeişim =(
Yine harika devam ediyor, ben zaten kızın Sam değilde Dean'le olmasını yeglerdim =D eğer olabilirse tabi =D
Yeni bölümler için teşekkür ederim ve kurbandan sonrada devam edecek mi?
Yine harika devam ediyor, ben zaten kızın Sam değilde Dean'le olmasını yeglerdim =D eğer olabilirse tabi =D
Yeni bölümler için teşekkür ederim ve kurbandan sonrada devam edecek mi?
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Mümkün olduğu kadar devam etmeye çalışacağım en azından hafta sonlarında bir ya da iki bölüm gelir
Beğenmene sevindim
BÖLÜM 19:
Ölümün varlığını hissetmek..Azrail'i daha önce bu kadar yakınımda hissetmemiştim..Alnımda ve ensemde biriken terleri hissedebiliyordum.Etrafımda olan olayları da duyabiliyordum ama bir türlü dudaklarımı açıp da "Yardım edin!" diyemiyordum.Dean..Sam..Castiel..Tanrım!Ellerimi tutan sıcak eli hissettim.Varlığı bana tuhaf bir his veriyordu.Ne olduğunu bilmiyordum.Etrafımda artık hiçbir ses yoktu.Elimi tutan adamın düzenli nefes alış verişleri dışında..
"Effie?Tatlım uyan hadi.."
Ses kulağımı tırmalıyor,içimden bir şeyleri söküyor ve aynı zamanda da içimden bir şeyleri harekete geçiriyordu.Kimdi bu adam?Castiel olamayacak kadar sıcak Dean veya Sam olamayacak kadar da soğuktu.Üstelik sesindeki o tatlı,iç gıdıklayan ton..Hiç kimsede yoktu,olamazdı.
Yüzümde dolaşan parmaklarını hissettim.Dudaklarımdan,burnumdan ve gözlerimden nasıl geçtiklerini.Bunları yaparken bir yandan da kulağıma sıcak nefesini veriyor ve bir şeyler mırıldanıyordu.Bilincim yeniden kapanmadan önce hatırladığım tek şey kulağıma:
"İyisin!" diye fısıldayışıydı.
***
(Castiel)
Lilith'in adını yeryüzünden sildiğimde dönüp arkama,Effie'ye bakmak geldi aklıma.Ona ne olmuştu?Ölmüş müydü?Tam ona doğru koşacağım sırada Dean'in yerde oturduğunu gördüm.Aslında oturmaktan çok yere yılıp kalmış gibi duruyordu.Hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm ve Effie'nin olması gereken yerde olmadığını fark ettim. Neredeydi?Yıllar boyunca koruduğum ve korumam gereken kız neredeydi?İçimden bir ses görevimi yerine getiremediğimi söylüyordu ama Sam'in de ortasda olmayışıyla içimden onu Sam'in otele götürmüş olmasını diledim.Yoksa...Yoksa olacakları düşünemiyordum bile.Elbette hiçbir şey onun Dean ile olmasından kötü olamazdı benim için ama..
"Hadi ama!Ne saçmalıyorum ben!?" diye mırıldandım ve Dean'in yanına çöktüğümde yüzünün kanla kaplanmış olduğunu gördüm.
"Ne oldu?"dedim.Sesim şimdi,olması gerektiği gibi çıkıyordu.Güçlü ve etkili..Dean yüzünü saklamaya çalışırmış gibi bir harekette bulunduktan sonra "yok" diye mırıldandı.Ve ağlamaya başladı.Sinir krizi içinde "Yok!Yanında olması gereken kişiyle gitti!Nereye mi?Cehennemin dibine!" diye bağırıyordu.O zaman anladım...Neler olduğunu bilmesem de artık bir şeyleri anlıyordum.Dean..Sam yoktu,Effie yoktu,ve sarhoş bir pislikmişcesine Dean Effie'nin yanında olması gereken kişiyle birlikte cehennemin dibine gittiğini söylüyordu.Her şey ama her şey açıktı:Sam'in iblis tarafı ağır basmış ve Effie'yi kaçırmıştı..Artık onu,Effie'mi kurtaramayacağımı biliyordum ama denemeden asla öğrenemezdim..Dean..belki kabul edilebilirdi ama Sam'e izin veremezdim..Bunu dünya için değil,kendim için yapamazdım.
***
(Effie)
Gözlerimi bembeyaz bir odaya açtım.Yanımda birisinin bedeni vardı.Hissediyordum.Başımı geriye çevirip baktım.Saçları kulaklarına doğru dökülüyor,masum yüzü uykuyla daha dayanılmaz kılınıyordu.Onu sevdiğimi hissederek gülümsedim.Ve ona doğru dönerek,dirseğimden destek alarak yüzüne doğru eğildim.Hafif bir biçimde yanaklarına öpücük kondurduktan sonra gece olan hiçbir şeyi hatırlamayışıma küfrettim.Ama yine de...İyi bir şeyler olmuş olmalıydı. Üzerimdeki beyaz çarşafı kenara ittim ve yarı çıplak bir halde,banyoya doğru yürüdüm.Neden yarı çıplaktım?
"Efiie?" Onun sesiyle kendime geldim ve uyanmaya çabalayan haliyle karşılaştım dönünce.O kadar masumdu ki..
"Nereye?"dedi gitmemden korkarmış gibi.
"Burdayım..sevgilim.."diye mırıldandım ve ona öpücük gönderdikten sonra banyoya girdim.Sıcak duşun beni kendime getirmesini beklerken onun bana evlenme teklif ettiğini hatırlıyordum.Mutlu geçmişimizi..Ailelerimizin de bizim birlikte olmamızı ne kadar istediğini..Onu ne kadar çok sevdiğimi..,
"Samuel.."diye mırıldandım parmağımdan çıkarmayı unuttuğum altın yüzüğe bakarak..Onu ne kadar da seviyordum!
(Bu yazı Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir,kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
Beğenmene sevindim
BÖLÜM 19:
Ölümün varlığını hissetmek..Azrail'i daha önce bu kadar yakınımda hissetmemiştim..Alnımda ve ensemde biriken terleri hissedebiliyordum.Etrafımda olan olayları da duyabiliyordum ama bir türlü dudaklarımı açıp da "Yardım edin!" diyemiyordum.Dean..Sam..Castiel..Tanrım!Ellerimi tutan sıcak eli hissettim.Varlığı bana tuhaf bir his veriyordu.Ne olduğunu bilmiyordum.Etrafımda artık hiçbir ses yoktu.Elimi tutan adamın düzenli nefes alış verişleri dışında..
"Effie?Tatlım uyan hadi.."
Ses kulağımı tırmalıyor,içimden bir şeyleri söküyor ve aynı zamanda da içimden bir şeyleri harekete geçiriyordu.Kimdi bu adam?Castiel olamayacak kadar sıcak Dean veya Sam olamayacak kadar da soğuktu.Üstelik sesindeki o tatlı,iç gıdıklayan ton..Hiç kimsede yoktu,olamazdı.
Yüzümde dolaşan parmaklarını hissettim.Dudaklarımdan,burnumdan ve gözlerimden nasıl geçtiklerini.Bunları yaparken bir yandan da kulağıma sıcak nefesini veriyor ve bir şeyler mırıldanıyordu.Bilincim yeniden kapanmadan önce hatırladığım tek şey kulağıma:
"İyisin!" diye fısıldayışıydı.
***
(Castiel)
Lilith'in adını yeryüzünden sildiğimde dönüp arkama,Effie'ye bakmak geldi aklıma.Ona ne olmuştu?Ölmüş müydü?Tam ona doğru koşacağım sırada Dean'in yerde oturduğunu gördüm.Aslında oturmaktan çok yere yılıp kalmış gibi duruyordu.Hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm ve Effie'nin olması gereken yerde olmadığını fark ettim. Neredeydi?Yıllar boyunca koruduğum ve korumam gereken kız neredeydi?İçimden bir ses görevimi yerine getiremediğimi söylüyordu ama Sam'in de ortasda olmayışıyla içimden onu Sam'in otele götürmüş olmasını diledim.Yoksa...Yoksa olacakları düşünemiyordum bile.Elbette hiçbir şey onun Dean ile olmasından kötü olamazdı benim için ama..
"Hadi ama!Ne saçmalıyorum ben!?" diye mırıldandım ve Dean'in yanına çöktüğümde yüzünün kanla kaplanmış olduğunu gördüm.
"Ne oldu?"dedim.Sesim şimdi,olması gerektiği gibi çıkıyordu.Güçlü ve etkili..Dean yüzünü saklamaya çalışırmış gibi bir harekette bulunduktan sonra "yok" diye mırıldandı.Ve ağlamaya başladı.Sinir krizi içinde "Yok!Yanında olması gereken kişiyle gitti!Nereye mi?Cehennemin dibine!" diye bağırıyordu.O zaman anladım...Neler olduğunu bilmesem de artık bir şeyleri anlıyordum.Dean..Sam yoktu,Effie yoktu,ve sarhoş bir pislikmişcesine Dean Effie'nin yanında olması gereken kişiyle birlikte cehennemin dibine gittiğini söylüyordu.Her şey ama her şey açıktı:Sam'in iblis tarafı ağır basmış ve Effie'yi kaçırmıştı..Artık onu,Effie'mi kurtaramayacağımı biliyordum ama denemeden asla öğrenemezdim..Dean..belki kabul edilebilirdi ama Sam'e izin veremezdim..Bunu dünya için değil,kendim için yapamazdım.
***
(Effie)
Gözlerimi bembeyaz bir odaya açtım.Yanımda birisinin bedeni vardı.Hissediyordum.Başımı geriye çevirip baktım.Saçları kulaklarına doğru dökülüyor,masum yüzü uykuyla daha dayanılmaz kılınıyordu.Onu sevdiğimi hissederek gülümsedim.Ve ona doğru dönerek,dirseğimden destek alarak yüzüne doğru eğildim.Hafif bir biçimde yanaklarına öpücük kondurduktan sonra gece olan hiçbir şeyi hatırlamayışıma küfrettim.Ama yine de...İyi bir şeyler olmuş olmalıydı. Üzerimdeki beyaz çarşafı kenara ittim ve yarı çıplak bir halde,banyoya doğru yürüdüm.Neden yarı çıplaktım?
"Efiie?" Onun sesiyle kendime geldim ve uyanmaya çabalayan haliyle karşılaştım dönünce.O kadar masumdu ki..
"Nereye?"dedi gitmemden korkarmış gibi.
"Burdayım..sevgilim.."diye mırıldandım ve ona öpücük gönderdikten sonra banyoya girdim.Sıcak duşun beni kendime getirmesini beklerken onun bana evlenme teklif ettiğini hatırlıyordum.Mutlu geçmişimizi..Ailelerimizin de bizim birlikte olmamızı ne kadar istediğini..Onu ne kadar çok sevdiğimi..,
"Samuel.."diye mırıldandım parmağımdan çıkarmayı unuttuğum altın yüzüğe bakarak..Onu ne kadar da seviyordum!
(Bu yazı Super Natural Türkiye FanPage ailesine aittir,kopyalanması söz konusu dahi olamaz!)
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Yşasın yeni bölüm =D
Şimdi bir de Castiel çıktı, o da mı aşık Effie'ye ve bu Sammuel normal Sam'in uzun ismi olan Samuel mi yoksa Dede Samuel mi? =D
Şimdi bir de Castiel çıktı, o da mı aşık Effie'ye ve bu Sammuel normal Sam'in uzun ismi olan Samuel mi yoksa Dede Samuel mi? =D
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Sam'in uzun adı
Evet Castiel'de aşık oluyor
Yeni bölüm gelsin mi bu arada?
Evet Castiel'de aşık oluyor
Yeni bölüm gelsin mi bu arada?
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Bermuda aşk üçgeni oldu =D
Evet, evet gelsin =D
Evet, evet gelsin =D
birbakıpçıkıcam- Baş Melek
- Cinsiyet :
Yaş : 31
Doğum tarihi : 28/02/93
Mesaj Sayısı : 259
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
Evet öyle oldu gibi
Umarım beğenirsiniz
Bölüm 20:
Parmağımdaki yüzüğe bakmakla birkaç on dakika harcamıştım.Uzanıp,yanımdaki musluğu açtım ve küvetin su ile dolmasını bekledim.Annem,babam ve erkek kardeşim Almayan'ya gideli birkaç gün olmuştu ancak onları şimdiden bile çok özlemiştim.Samuel'in ilk fırsatta beni eve atmasına bozulmuştum ama..Hadi ama!Bu kimin umrundaydı?Onunla evlenecektim!
"Effie?"
Banyonun kapısında çıplak bedeni belirince şaşkınlıkla donakaldım.Onu böyle hatırlamıyordum...Dün..neler olmuştu hatırlamıyorduma ama şu an ne istediğimden emindim.Onu İSTİYORDUM!
***
(Castiel)
Dean'i kolundan tutup kaldırdım ve ona destek olarak ayakta durmasını sağladım.Ardından parmaklarımı alnına değdirerek onu bir otel odasına bıraktım.Hali..perişandı.Birkaç sağlık malzemesini ona verdikten sonra onu yalnız bıraktım,kendisine bir şey yapmamasını dileyerek.Ve Effie'nin olabileceğini düşündüğüm yerleri gezmeye başladım.Bu..çok sıkıcıydı çünkü.Onu hevesle arayıp,bulamamak...
"Yapamıyorum.."dedim kendi kendime.Taki bilinçsizce ggeçtiğim evin banyo kapısında Sam'i görene kadar..Gözlerinde iblisliğin izleri vardı.Effie'ye yaklaşıyordu.Ve Effie..Tanrım o kadar masumdu ki!Nasıl dayanacaktım onu bu mutluluğundan alı koymaya?Ama o ikisi karşımda o vaziyete geçmeden önce elimi çabuk tutmalıydım.Effie'nin yanına geçtim,görünmeden.
***
(Effie)
Sam'i kendime çekerken kulağıma mırıldanan melodimsi sesi duydum.Güzel,huzur verici..Ama yabancı ve aslında çok tanıdık.
"Effie" diyor gibiydi...Ama emin olamıyordum.Ve bir anda kolumdan tutup,beni geri çekti görmediğim o şey..Korku bedenime hücum ediyordu...Oysa o,hiç de korkacağım birisi değilmiş gibiydi..
Umarım beğenirsiniz
Bölüm 20:
Parmağımdaki yüzüğe bakmakla birkaç on dakika harcamıştım.Uzanıp,yanımdaki musluğu açtım ve küvetin su ile dolmasını bekledim.Annem,babam ve erkek kardeşim Almayan'ya gideli birkaç gün olmuştu ancak onları şimdiden bile çok özlemiştim.Samuel'in ilk fırsatta beni eve atmasına bozulmuştum ama..Hadi ama!Bu kimin umrundaydı?Onunla evlenecektim!
"Effie?"
Banyonun kapısında çıplak bedeni belirince şaşkınlıkla donakaldım.Onu böyle hatırlamıyordum...Dün..neler olmuştu hatırlamıyorduma ama şu an ne istediğimden emindim.Onu İSTİYORDUM!
***
(Castiel)
Dean'i kolundan tutup kaldırdım ve ona destek olarak ayakta durmasını sağladım.Ardından parmaklarımı alnına değdirerek onu bir otel odasına bıraktım.Hali..perişandı.Birkaç sağlık malzemesini ona verdikten sonra onu yalnız bıraktım,kendisine bir şey yapmamasını dileyerek.Ve Effie'nin olabileceğini düşündüğüm yerleri gezmeye başladım.Bu..çok sıkıcıydı çünkü.Onu hevesle arayıp,bulamamak...
"Yapamıyorum.."dedim kendi kendime.Taki bilinçsizce ggeçtiğim evin banyo kapısında Sam'i görene kadar..Gözlerinde iblisliğin izleri vardı.Effie'ye yaklaşıyordu.Ve Effie..Tanrım o kadar masumdu ki!Nasıl dayanacaktım onu bu mutluluğundan alı koymaya?Ama o ikisi karşımda o vaziyete geçmeden önce elimi çabuk tutmalıydım.Effie'nin yanına geçtim,görünmeden.
***
(Effie)
Sam'i kendime çekerken kulağıma mırıldanan melodimsi sesi duydum.Güzel,huzur verici..Ama yabancı ve aslında çok tanıdık.
"Effie" diyor gibiydi...Ama emin olamıyordum.Ve bir anda kolumdan tutup,beni geri çekti görmediğim o şey..Korku bedenime hücum ediyordu...Oysa o,hiç de korkacağım birisi değilmiş gibiydi..
DeAn- Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 27
Doğum tarihi : 01/01/97
Mesaj Sayısı : 465
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/06/10
Geri: Bir Supernatural Hikayesi "Kanlı Oyunlar"
merhaba =) tanrım harika bir hikaye yazıyorsun!!!! anlatımın konu hepsi mükemmel lütfen devamını yaz =)
Mrs.Winchester- Çırak Avcı
- Cinsiyet :
Yaş : 30
Doğum tarihi : 13/12/93
Mesaj Sayısı : 2
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 29/04/11
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz